Перевод: с арабского на турецкий

с турецкого на арабский

örtüsü olan

См. также в других словарях:

  • örtülü — sf. 1) Örtüsü olan Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor. R. H. Karay 2) Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü. A. Haşim 3) zf., mec. Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem Birleşik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüörtülü — 1. sif. Üstü örtülmüş, üstü açıq olmayan, örtüsü olan, örtülü. Ancaq təktük üstüörtülü faytonlar içində miniklər görünürdü. S. M. Q.. Üstü örtülü, qara bir maşın gecənin sakitliyini pozdu. S. Vəliyev. 2. məc. Aydın olmayan, örtülü, müəyyən… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • qübbəşəkilli — sif. 1. Qübbəyə oxşar, yarımkürə şəklində olan. 2. Üzərində qübbə şəkilli örtüsü və s. olan …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • çatı — is. 1) Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü 3) Yapının tavanı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • değirmi — sf. 1) Yuvarlak Bir iki tane değirmi, büyücek yufka açmıştı. N. Nâzım 2) Eni boyuna eşit olan (kumaş) 3) is., hlk. Yemeni, yazma, baş örtüsü, mendil Birleşik Sözler değirmi sakal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gaz boyaması — is. En son işlem olarak gaz yağına sokularak boyaları sabitleştirilmiş olan başlık, baş örtüsü Yol yol ağarmış saçlarını gaz boyamasının altına saklamış. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göl — is., coğ. 1) Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu. N. Cumalı 2) Yapay su… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hasır — 1. is., srı, esk., Ar. ḥaṣr Ayırma, bir şeyi özgü kılma Birleşik Sözler hasretmek hasrolunmak 2. is., Ar. ḥaṣīr 1) Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü 2) sf. Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maşlah — is., esk., Ar. maşlaḥ 1) Tek parçalı ve kol yerine yarıkları olan bir çeşit kadın üstlüğü Kalın bir Doğu maşlahı giymiş, işlemeli beyaz bir baş örtüsü örtmüştü. A. Gündüz 2) Bazı varlıklı Arapların giydiği ipekten pelerin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»